Blog

Ana Sayfa   |   Blog   |   Karbon Emisyonu Nedir?

Karbon Emisyonu Nedir?

Karbon emisyonu; iklim değişikliği, küresel ısınma gibi birçok çevresel sorunun merkezinde yer alan bir konudur. İnsan faaliyetleri sonucunda atmosferde giderek artan karbondioksit, doğadaki dengenin bozulmasına sebep olur. Bu durum ciddi ekolojik sorunları beraberinde getirir. Birkaç on yıldır en önemli çevre konularından biri olan karbon emisyonu hakkında bilinmesi gerekenleri detaylıca inceleyelim.

Doğal Bir Element Olan Karbon ve Karbon Emisyonu

Karbon, gezegende doğal olarak bulunan ve yaşam için hayati öneme sahip bir elementtir. Organizmaların yapısından solunan havaya ve tüketilen gıdalara kadar her yerde bulunan karbon, dünya üzerindeki yaşamın temel yapı taşlarından biridir.

Karbon emisyonuysa doğadaki karbonun atmosfere karbondioksit (CO2) formunda salınmasını ifade eder. Doğada belirli bir seviyede bulunan karbondioksit, genellikle insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak atmosferde birikir ve tehlikeli durumlara neden olabilir.

Karbon Emisyonunun Çevresel Etkileri Nelerdir?

Çevresel birçok olumsuz durumun oluşmasına neden olan sera gazları arasında karbondioksit %74.4’lük bir oranla en büyük paya sahiptir. Ardından %17.3 ile metan gazı gelir. Kalanınıysa nitröz oksit, kükürt hekzaflorür, hidroflorokarbon, perflorokarbon gibi gazlar oluşturur. Tüm bu gazlar sera etkisi yaratarak dünya genelinde çevresel zararlara neden olur. Karbon emisyonunun oluşturduğu olumsuz etkileri farklı başlıklar altında ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.

Küresel Isınma ve İklim Değişikliği

Karbon emisyonu, atmosferde çeşitli sera gazlarının artmasıyla tehlikeli boyutlara evrilir. Karbondioksitse karbon emisyonundaki en yaygın sera gazıdır ve atmosferde birikerek sera etkisi yaratır. Sera etkisi, Güneşten Dünya’ya gelen ışınların sera gazları nedeniyle gezegende hapsolmasını ifade eder. Bu durum ilerleyen süreçlerde atmosferin ısınmasına sebep olur. Sonuç olarak küresel ısınma ve iklim değişiklikleri gibi çevresel sorunlar baş gösterir.

Sıcak Hava Dalgaları

Gezegenin ısınmasına neden olan karbon emisyonu, sıcak hava dalgalarının ve şiddetli fırtınaların daha sık yaşanmasına neden olur. Sıcak hava dalgaları tarımdan ekosistemlere, insan sağlığından orman yangınlarına kadar birçok alanda olumsuzluklar yaşanmasına sebep olur.

Deniz Seviyesi

Gezegenin sıcaklığının artması buzullarda erimeye ve okyanus sularında ısınmaya neden olur. Bu durum deniz seviyelerinin yükselmesine yol açar. Deniz seviyesindeki yükselme erozyon ve sel gibi doğal afetlerin yaşanmasına sebep olur.

Ekosistem Değişikliği

Karbon emisyonunun neden olduğu ısınmanın bir sonucu olarak bitki örtüleri, ekosistemler ve doğal yaşam alanları da değişiklikler göstermeye başlar. Bu durum türlerin farklı bölgelere göç etmesine hatta bazı türlerin yok olmasına neden olur.

Okyanus Salımı

Atmosferde biriken karbondioksit, okyanuslar tarafından emilir. Bu da okyanuslarda karbonik asit oluşumuna neden olur. Bu süreç, okyanusların asitlenmesine yol açarak su altındaki ekosistemleri bozar. Asitlenmeler birçok su canlısının yaşamını tehdit ederken aynı zamanda okyanuslardaki biyolojik çeşitliliği de tehlikeye atar.

Sağlık Sorunları

Karbon emisyonları hava, su ve toprak kirliliğine neden olarak birçok canlının hayatını riske atar. Özellikle insanlarda solunum rahatsızlıklarının, kanserin, kalp ve damar hastalıklarının daha sık görülmesine sebebiyet verir. Bu çevresel kirlilik birçok sağlık sorununu oluşturduğu gibi yaşam kalitesini de önemli ölçüde düşürür.

Karbon Emisyonunun Nedenleri Nelerdir?

Karbon emisyonunun çevresel zararları, modern yaşamın ve insan aktivitelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Karbon emisyonunu tetikleyen durumları farklı başlıklar altında ele alabiliriz.

Fosil Yakıt Kullanımı

Sanayi devriminden itibaren kullanımı artan doğal gaz, kömür, petrol gibi karbon bileşiklerinden oluşan fosil yakıtlar, atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunu artırır. Örneğin, kömür gezegendeki elektrik ihtiyacının yaklaşık %37’sini karşılar.

Nüfus Artışı

Kontrolsüz nüfus artışına bağlı olarak enerjiye duyulan ihtiyaç da artmaya başlar. Artan nüfusla birlikte fosil yakıt gibi enerji kaynakları daha fazla tüketilerek atmosfere daha fazla karbondioksit salınımı gerçekleşir. Aynı zamanda organizma faaliyetleri sonucu açığa çıkan karbondioksit miktarı da nüfusla beraber artarak doğal dengenin bozulmasına sebep olur.

Endüstriyel Faaliyetler

Üretim tesisleri ve fabrikalar, enerji ihtiyacını karşılamak için kullandıkları fosil yakıtlar nedeniyle yoğun şekilde sera gazı salınımı yapar. Özellikle çimento ve plastik üretimi bu sürece büyük zararlar verebilen faaliyetler arasındadır.

Ulaşım

Elektrik üretiminden sonra en fazla sera gazı salınımı yapan sektör ulaşımdır. Fosil yakıt kullanımı gerektiren motorlu araçlar, çevreye yüksek oranlarda karbondioksit yayılmasına sebebiyet verir. Hem toplu ulaşımda hem bireysel kullanımda giderek artan araç sayısı karbon emisyonunu günden güne artırmaya devam ediyor.

Ormansızlaşma

Ormanlar atmosferdeki fazla karbondioksiti emerek doğadaki dengenin korunmasına yardımcı olur. Ancak ormanların endüstriyel faaliyetler için kesilmesi, tarım alanlarının genişletilmesi için tahrip edilmesi veya dikkatsizlik sonucu çıkan orman yangınları gibi nedenler bu dengeye ciddi zararlar verir.

Tarım Uygulamaları

Tarım uygulamaları çevreye salınan sera gazlarının %25’lik kısmını oluşturur. Bilinçsiz şekilde yapılan sulamalar ve toprak işlemleri nedeniyle topraktan fazla miktarlarda karbondioksit çıkışı gerçekleşir. Özellikle hayvancılık, pirinç tarımı ve çeltik tarlaları atmosfere yüksek oranlarda metan gazı salınımına sebebiyet verir.

Atıklar

Atık depolama alanları ve çöp yakma tesisleri gibi yerler atmosfere büyük oranlarda metan gazı salınımına neden olur.

En Çok Karbon Salınımı Yapan Ülkeler Hangileridir?

Küresel Karbon Projesi (GCP) verilerine göre 2020 yılında dünyadaki toplam karbon salımı 34 milyar 810 milyon tondur. Atmosfere yapılan bu karbon salınımının yarısı Çin, Amerika ve Hindistan’a aittir. Bu ülkeler, büyüyen ekonomileri ve hızla gelişen sanayileşmeleri nedeniyle enerji tüketiminde ve endüstriyel faaliyetlerinde yüksek oranlarda sera gazı açığa çıkarırlar.

Karbon Emisyonunun Önlenebilmesi İçin Neler Yapılabilir?

Yapılan araştırmalara göre 2050 yılında karbon emisyonunda %130’luk bir artış bekleniyor. Bu nedenle hızlı bir şekilde gerekli önlemleri almak, karbon emisyonun yaratabileceği olumsuz çevresel etkileri azaltabilmek için çok önemlidir. Karbon emisyonunu azaltabilmek için hem bireysel hem toplumsal hem de yerel ve küresel olarak birtakım adımların atılması gerekir.

Sürdürülebilir Enerjiye Geçiş

Fosil yakıtlara duyulan bağımlılığı azaltarak yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak karbon emisyonunu azaltmak için atılabilecek en büyük adımlardan biridir. Güneş, rüzgâr, hidroelektrik ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı hakkında küresel bir farkındalık yaratmak, bu enerji kaynaklarının yaygınlaşmasını sağlayabilir, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlanabilir. Buna ek olarak bireysel düzeyde atılımlarla evlere uygun güneş panelleri ve ev tipi rüzgâr türbinleri yaygınlaştırılarak temiz enerji kaynakları desteklenebilir.

Bilinçli Şekilde Ağaçlandırma

Ormanlık alanların korunması ve ağaçlandırma projelerinin desteklenmesi gibi faaliyetler karbon emisyonunun azaltılmasına yardımcı olabilir. Ağaçlandırma çalışmalarının bölgelerin doğal bitki örtüsüne uygun şekilde yapılması son derece önemlidir.

Geri Dönüşüm

Atık yönetim süreçlerini iyileştirmek için yapılabilecek yatırımlarla ve çeşitli çalışmalarla sera gazlarının azaltılmasına destek olunabilir. Bireylerin, kurumların ve hükûmetlerin geri dönüşüme daha duyarlı davranabilmeleri için eğitimler düzenlenebilir. Kâğıt, cam, şişe ve metal gibi yeniden kullanılabilir atıkların geri dönüştürülebilmeleri için teşvikler verilebilir. Böylece bu ürünlerin üretiminde kullanılan ham madde ihtiyacı ve harcanan enerji miktarı azaltılarak sürdürülebilirliğe katkı sağlanabilir.

Toplu Taşıma ve Hibrit Araçlar

Ulaşım en çok karbon salımına neden olan faaliyetler arasındadır. Kara yolu ulaşımında toplu taşıma alternatiflerini tercih etmek ve trafikteki bireysel araç sayısını azaltmak enerji tüketiminden tasarruf edilmesine imkân tanır. Bunun yanı sıra bireyler motorlu araçlar yerine elektrikli veya hibrit araçları kullanmayı tercih ederek enerji tasarrufuna katkıda bulunabilirler. Elektrik enerjisiyle çalışan araçlar, fosil yakıtlara ihtiyaç duymadan kendi enerjilerini yenileyebildikleri için karbon salınımını azaltmaya yardımcı olur.

Yolcu Taşımacılığı

2020 Ulaşım ve Çevre Raporu (TERM), demir yolu ulaşımının çevreye en duyarlı seyahat alternatiflerinden biri olduğunu belirtir. Demir yolu taşımacılığı, hava yolu taşımacılığına oranla çok daha düşük miktarda karbon salınımı yapar. Daha sürdürülebilir bir taşımacılık için bireylerin uçaklar yerine trenlerle seyahati tercih etmesi, sera gazı emisyonlarının azaltılabilmesi için büyük önem taşır.

Yerli Gıda Tüketimi

Mevsimlere uygun ve yerli üretim gıda ürünlerinin tercih edilmesi, uluslararası ulaşım için gerek duyulan fosil yakıt kullanımının azaltılmasına olanak tanır. Böylelikle karbon salınımı da büyük oranlarda düşürülebilir.

İzolasyonlu Binalar

Yapıların doğru yöntemlerle ve çevreye duyarlı malzemelerle ısı izolasyonunun yapılması karbon emisyonunu azaltmak için atılabilecek bir diğer adımdır. Böylelikle ev ve iş yerleri içerisindeki ısı seviyesi korunur ve ısınmak için daha az enerjiye ihtiyaç duyulur.

Karbon Vergisi

2000’lerin başı itibarıyla çeşitli ülkelerde farklı düzeylerde uygulanmaya başlanan karbon vergisi, sera gazı emisyonlarının azaltılması için uygulanan bir politikadır. Vergilendirme, fabrika ve üretim tesislerinin fosil yakıt kullanımıyla atmosfere bıraktıkları karbondioksit ve sera gazlarının oranı üzerinden belirlenir. Karbon vergisi, karbon salınımının maliyetini artırarak bireyleri sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmeye teşvik eder.

Beslenme Alışkanlıkları

Hayvancılık sektörü; orman tahribatı, enerji tüketimi ve atık üretimi gibi faaliyetleri nedeniyle yüksek miktarlarda sera gazı emisyonları oluşturur. Bu sektörde yem üretimi, et işleme ve bunların taşınması gibi aşamalar büyük oranlarda fosil yakıt kullanımı gerektirir. Aynı zamanda hayvanların sindirim ve boşaltım sistemleri fazla miktarlarda metan gazı salınımı gerçekleşir.

Bu gibi durumlar çevreye ciddi zararlar verir. Hayvan gübreleri de metan gazı ve nitroz oksit gibi farklı sera gazlarının yayılmasına neden olur. Kullanılan gübreler sonucu açığa çıkan sera gazı emisyonları, atmosferdeki oranın yaklaşık %7’sini oluşturur. Bu gazlar atmosferde uzun süre kalarak yeryüzünün daha fazla ısınmasına sebep olur. Oxford Üniversitesindeki araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırmaya göre her birey vejetaryen beslenmeye geçerek kişisel karbon ayak izini %73 oranında azaltabilir.

QuickCarbon olarak karbon emisyonunun gezegenimize verdiği zararların farkındayız. Bu nedenle kurumların Kurumsal Karbon Ayak İzlerini herhangi bir danışmanlık hizmetine gerek duymaksızın ISO 14064-1:2018 Standardı ve GHG Protocol’e göre hesaplıyor ve raporlamalarını sunuyoruz. Siz de sürdürülebilir ve daha sağlıklı bir gelecek için adım atmak isterseniz kurumsal karbon ayak izinizi öğrenerek başlayabilirsiniz.