Blog

Ana Sayfa   |   Blog   |   Fosil Yakıtların Kullanım Alanları ve Zararları

Fosil Yakıtların Kullanım Alanları ve Zararları

Modern dünyanın vazgeçilmez enerji kaynağı gibi görünen fosil yakıtlar; ulaşımdan sanayiye, elektrikten ısınmaya kadar hayatın hemen her alanına nüfuz etmiştir. Ancak bu enerji rezervlerinin uzun vadeli etkileri küresel bir tartışma konusuna dönüşmüş durumdadır. Fosil yakıtlar modern yaşamı önemli ölçüde geliştirmiş ve kolaylaştırmış olsa da çevresel ve toplumsal yönden tüm dünyaya ödettiği ve gelecekte de ödetmeye devam edeceği bedeller bulunur.

Fosil Yakıt Nedir ve Türleri Nelerdir?

Enerji ihtiyacını karşılamak için yenilenemeyen enerjiler ve yenilenebilir enerjiler olmak üzere iki farklı enerji kaynağı kullanır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal ve dalga enerjileri bulunur. Fosil yakıtlarsa yenilenemez enerji kaynakları grubunda yer alır. Çünkü enerji üretiminde kullanılan fosil yakıtların yeniden oluşumları milyonlarca yıl alır.

Fosil yakıtlar veya bir diğer adıyla karbon yakıtlar, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların fosilleşmiş gömülü kalıntılarından oluşur. Bu süreçte yüksek ısı ve basınca maruz kalan bitki ve hayvan kalıntıları, hidrokarbon ve karbon bakımından zengin organik maddelere dönüşür.

Doğal gaz, kömür ve petrol olarak sınıflandırılan fosil yakıtlar, dünya enerji üretiminin çok büyük bir kısmını karşılar. Özellikle kömür, dünya fosil yakıt rezervlerinin %70’ini oluştururken petrol ve doğal gaz daha az miktarlarda bulunur.

Doğal Gaz

Doğal gaz, yer altında uzun süre kalan organik madde kalıntılarının kimyasal ayrışmasıyla oluşan bir fosil yakıttır. Ana bileşeni %95’lik bir oranla metan gazı olan doğal gaz içerisinde etan, propan ve bütan gibi farklı gazlar da bulundurur. Boru hatları veya basınçlı tanklarla kolaylıkla taşınabilen doğal gaz genellikle elektrik üretiminde, ısınmada ve sanayide ham madde olarak kullanılır.

Yapısı gereği doğal gazın yanma verimliliği yüksektir. Düşük karbon içeriği sayesinde diğer fosil yakıtlara oranla daha az karbondioksit emisyonu yapar. Bu nedenle doğal gazın fosil yakıtlar arasındaki en temiz enerji kaynağı olduğunu söylemek mümkündür.

Petrol

Petrol, çoğunlukla hidrokarbonlardan (hidrojen ve karbon bileşikleri) oluşan sıvı bir fosil yakıttır. Yer altı rezevuarlarında; tortul kayaçların çatlaklarında, yarıklarında ve gözeneklerinde; yeryüzüne yakın katran kumlarında bulunabilir. Hayvan ve bitki kalıntılarının milyonlarca yıl boyunca yüksek basınç ve sıcaklık altında fosilleşmesiyle oluşur. Bu süreç sonunda ortaya çıkan yağlı maddeler, çamur katmanlarının altında gaz ve petrole dönüşür.

Karada ve denizde yapılan sondaj gibi tekniklerle çıkarılabilen petrol, sıvı hâlde bulunabildiği için kolaylıkla rafinerilere taşınır. Damıtılarak günlük yaşamda ihtiyaç duyulan benzin, jet yakıtı, propan ve gaz yağı gibi farklı ürünlere dönüştürülür. Bunların yanı sıra plastik ve boya gibi ürünlere de dönüştürülebilir.

Kömür

Dünya üzerinde bol miktarda bulunabilen bir maddedir. Kömür, çeşitlendirilebilmesi ve ekonomik bir enerji üretimi sağlaması nedeniyle geçmişte ve günümüzde kullanımı sıklıkla tercih edilen fosil yakıt türleri arasındadır. Yüzyıllardır enerji üretiminde kullanılan kömür, bitki kalıntılarının milyonlarca yıl boyunca yüksek basınç altında kalmasıyla oluşur.

Kömürün temel bileşeni karbondur ancak içerisinde değişen miktarlarda hidrojen, kükürt, oksijen ve azot da bulundurabilir. Madencilik (yer altı ve şerit madenciliği) teknikleriyle çıkarılabilen kömürün antrasit, taş kömürü, linyit ve turba olmak üzere farklı türleri bulunur. Bu türlerin karbon içerikleri birbirinden farklıdır. Ancak çeşidine bakılmaksızın tüm kömürler karbon yoğunlukları nedeniyle kullanılabilecek en kirli yakıtlardır.

Fosil Yakıtların Kullanım Alanları Nelerdir?

Günümüzde yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline gelen bu yenilenemez enerji kaynakları, sağladıkları yüksek enerji verimliliğiyle geniş çaplı bir kullanım alanına sahiptir. Fosil yakıtların başlıca kullanım alanları şu şekildedir:

  • Enerji Üretimi ve Isıtma: Dünya genelinde fosil yakıtlar enerji üretiminin gerçekleşmesini sağlayan en önemli ve ekonomik kaynaklardan biridir. Bunun yanı sıra evlerde ve diğer yaşam alanlarında ısınma ihtiyacının karşılanmasında kullanılır.
  • Ulaşım: Petrol, LPG ve mazot hâlinde otomobillerin, kamyonların ve uçakların yakıt ihtiyaçlarında kullanılır. Bazı motorlu araçlardaysa alternatif bir yakıt olan CNG (Sıkıştırılmış Doğal Gaz) veya LNG (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz) kullanımı tercih edilir.
  • Kimyasal Ürünler: Fosil yakıtlar, plastik, boya, gübre gibi kimyasal ürünlerin üretiminde yaygın olarak kullanılan ham maddelerdir.
  • Endüstriyel Ürünler: Teflon, çelik, bakır, alüminyum gibi malzemelerin üretim süreçlerinde fosil yakıtlardan faydalanılır. Aynı zamanda kâğıt ve çimento imalatında, cam ve seramik işçiliklerinde ve kimya endüstrisinde proses ısısının oluşturulmasında kullanılan enerji kaynaklarıdır.
  • Kişisel Bakım Ürünleri: Petrolden elde edilen kimyasallar saç boyası, ruj, fondöten, maskara gibi makyaj ürünlerinin üretiminde ve paketlenmesinde önemli bir rol oynar. Aynı zamanda temel ihtiyaçlarımız arasında bulunan şampuan, sabun, deodorant, diş macunu gibi kişisel bakım ürünlerinin üretim süreçlerinde de bu kaynaklar kullanılır.
  • Teknoloji Ürünleri: Petrol, hem ısıya dayanıklı bir madde hem iyi bir yalıtkan olduğu için elektronik ürünlerin üretilmesinde yaygın olarak kullanılan bir malzemedir. Günlük hayatta vazgeçilmez hâle gelen akıllı telefon, bilgisayar, kamera ve televizyon gibi ürünlerin birçoğunun üretiminde de petrol bileşenleri kullanılır.
  • Tekstil Ürünleri: Naylon, polyester, spandeks gibi elyaflar ve vegan deri gibi tekstil ürünleri petrol bazlı üretilir. Petrokimyasal maddeler, ayakkabı ve cüzdanların suya karşı dayanıklılığını arttırmak için de kullanılır. Kömür de benzer şekillerde tekstil endüstrisinde sıklıkla kullanılan maddelerden biridir.
  • Spor Ekipmanları: Golf ve basket topları, tenis raketleri, kayak gibi spor malzemelerinin bir kısmı da petrol içerebilir. Böylelikle ürünler daha hafif ve sert bir yapıya kavuşur.

Modern yaşamın hemen her alanında ihtiyaç duyulan fosil yakıtların sınırlı rezervleri ve olumsuz çevresel etkileri göz önünde bulundurulduğunda günümüzde bu kaynaklara karşı duyulan bağımlılığın azaltılması bir zorunluluk hâline gelmiştir. Fosil yakıtlardan elde edilen enerji miktarının devamlılığının sağlanabilmesi için sürdürülebilir kaynaklara yapılan yatırımların artırılması kritik bir konudur.

Fosil Yakıt Kullanımının Zararları Nelerdir?

Fosil yakıtların atmosfere yoğun miktarlarda sera gazı salınımı yaptığı artık bilinen bir gerçek. Ancak bu enerji kaynakları yalnızca çevresel etki yaratmakla kalmıyor. Sosyal, ekonomik ve sağlık açısından da ciddi sorunlara neden oluyor. Küresel ısınmadan hava kirliliğine, sağlık problemlerinden ekosistemlerin tahribatına kadar son derece geniş bir spektruma yayılarak kısa ve uzun vadede geri döndürülemez etkiler yaratıyor.

Fosil yakıt kullanımının sebep olduğu olumsuz etkilerden bazılarını şu şekilde detaylandırabiliriz:

Küresel Isınma

Fosil yakıtların kullanılması sonucunda yoğun miktarlarda sera gazı salınımı gerçekleşir. Atmosferde giderek artan ve birikmeye başlayan sera gazları, gezegenin doğal ısınma ve soğuma sistemine zarar vererek küresel ısınmaya neden olur. Küresel ısınmaysa buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi, nadir görülen hava olaylarının artması ve daha niceleri gibi ciddi çevresel sorunları beraberinde getirir. Yaşanan iklim değişimi tarım alanlarının verimsizleşmesi gibi sıkıntılara sebep olur.

Arazi Bozulmaları

Fosil yakıtların çıkarıldığı ve işlendiği araziler üzerinde önemli bozulmalar yaşanır. Bu bozulmalar canlıların doğal yaşam alanlarını tahrip ederek ekosistemlere zarar verir. Örneğin petrol kuyuları ve boru hatları, bulundukları bölgelerdeki biyoçeşitliliği tehlikeye atar. Yaban hayatına zarar verir ve çalışmalar bittikten sonra dahi ilgili bölge çok uzun yıllar boyunca eski hâline dönemez. Bu nedenle fosil yakıtlar, daha kullanılmaya başlamadan önceki süreçlerinden itibaren çevreye büyük zararlar verir.

Hava Kirliliği

Fosil yakıtların yanması sonucu büyük miktarlarda zararlı gaz çevreye yayılır. Bu salınım sonucu atmosferde karbondioksit, nitrojen oksitler ve kükürt dioksit gibi zararlı gazlar birikmeye başlar. Bunlar zaman içerisinde hava kirliliğinin oluşmasına sebebiyet verir. Özellikle fosil yakıt kullanımının yaygın olduğu ulaşım ve sanayi sektörleri, hava kalitesini ciddi oranlarda düşürür.

Sağlık Sorunları

Enerjikaynağı olarak özellikle kömürün yoğun olarak kullanıldığı bölgelerde hava kirliliği çok daha fazla görülür. Bu durum da yerli halkta astım, bronşit gibi solunum yolu hastalıklarının da daha fazla görülmesine neden olur. Harvard Üniversitesi, Birmingham Üniversitesi, Leicester Üniversitesi ve University College London iş birliğiyle 2018 yılında yapılan bir çalışma, 8 milyon insanın fosil yakıt kirliliği yüzünden hayatını kaybettiğini gösteriyor. Bu sayı, önceki araştırmalara bakıldığında son derece yüksek. Çalışma, fosil yakıtların kullanılmasından kaynaklanan hava kirliliğinin dünya çapında yaklaşık 5 ölümün 1’inden sorumlu olduğunu gözler önüne seriyor.

Su Kirliliği

Fosil yakıtların çıkarılması ve işlenmesi gibi süreçler su kaynaklarını ciddi oranlarda kirletir. Bu durum içme suyu dâhil olmak üzere su temini üzerinde olumsuz sonuçlar doğurur. Fosil yakıtların çıkarılması sırasında ortaya çıkan kimyasallar ve atık maddeler suya karışarak su kalitesini düşürür ve ekosistemlere büyük zararlar verir. Bu süreçler, suyun güvenli ve sağlıklı bir şekilde kullanılmasını zorlaştırarak insan sağlığını da tehdit eder.

Okyanusların Asitlenmesi

Petrol, kömür ve doğal gaz kullanıldığında okyanusun temel kimyası değişerek daha asidik bir hâle gelir. Bunun nedeni denizlerin insan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan tüm karbon emisyonlarının dörtte birini emmesidir. Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana okyanuslar %30 daha asidik hâle geldi. Bu da istiridye, ıstakoz gibi sayısız deniz canlısının kullandığı kalsiyum karbonat miktarının azalmasına yol açtı.

Ekosistemlerin Bozulması

Fosil yakıt kullanımı hava, su ve toprak kirliliğine neden olduğu için bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanlarını da olumsuz etkiler. Özellikle petrol, bazı plastik ürünlerinin üretiminde kullanılır. Bu da çevre kirliliğini artırarak ekosistemlere zarar verir. Bu aynı zamanda doğada uzun süre yok olmayan atıkların giderek artmasına neden olur.

Asit Yağmurları

Fosil yakıtların yanması sonucu atmosfere salınan kükürt dioksit ve azot oksitler, yağmur damlalarıyla birleşerek yeryüzüne sülfürik asit ve nitrik asit olarak düşer. Oluşan asit yağmurları, ormanlardan binalara kadar birçok yapıda ve alanda büyük tahribata sebep olur.

Savaşlar

Petrol, fosil yakıtlar arasında en değerli ve en çok kullanılan ham maddedir. Sanayi Devrimi’nden sonra petrol kaynaklarına sahip olabilmek adına ülkeler arasında çatışmalar görülmeye başladı. Enerji kaynaklarına ulaşılabilmek amacıyla çıkan savaşlar çok daha büyük çevresel, ekonomik ve toplumsal sorunların ortaya çıkmasına neden oldu.

Fosil Yakıt Kullanımını Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?

Fosil yakıt kullanımının zararlı etkilerini anlayarak alternatif enerji kaynaklarına yönelmek hem çevreyi korumak hem gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için hayati bir gerekliliktir. Bu süreçte bireysel ve toplumsal düzeyde atılabilecek adımlar, yenilenemez enerji kaynaklarının etkilerinin minimize edilmesi ve enerjinin devamlılığının sağlanabilmesi açısından büyük önem taşır.

Fosil yakıt tüketimini azaltmak için alınabilecek başlıca önlemler şu şekildedir:

  • Enerji Tasarrufu: Yaşam alanlarında enerji verimliliğine dikkat edilebilir. Örneğin LED ampullerin kullanımı arttırılabilir. LED ampuller, geleneksel ampullere göre ortalama %75 oranında daha az enerji harcar ve daha uzun süre kullanılabilir. Kullanılmayan elektrikli cihazların kapalı tutulması, ortamdaki fazla ışıkların söndürülmesi, evlerde yüksek verimlilik standartlarına uygun enerji etiketli cihazların kullanımının tercih edilmesi gibi yöntemler bile enerji tasarrufu sağlanabilmesi için önemli adımlardır.
  • Ulaşım: Ulaşımla alakalı enerji tasarrufunda hükûmetlerin atacağı adımlar, izleyeceği politikalar önemli değişimlerin yaşanmasına katkı sağlar. Caddelerdeki araç sayısını azaltmak için bireyler toplu taşıma sistemlerine yönlendirilebilir. Aynı zamanda elektrikli araçların kullanımı yaygınlaştırılarak fosil yakıt tüketimi de büyük ölçülerde azaltılabilir.
  • Bina Yalıtımları: İyi yalıtılmış binalar, ısınma için gereken enerjiden tasarruf edilmesine olanak tanır.
  • Yeniden Kullanılabilir Ürünler: Tek kullanımlık kâğıt veya plastik ürünler yerine yeniden kullanılabilir kumaş çanta, termos gibi ürünlerin kullanımı yaygınlaştırılabilir.
  • Geri Dönüşüm: Atıklar geri dönüştürülerek fosil yakıt tüketimi azaltılabilir. Bunun yanı sıra geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ürünler satın alınarak yenilenemez enerji kaynaklarının tüketiminin azaltılmasına destek verilebilir.
  • Doğal Kumaşlar: Üretim süreçlerinde fosil yakıt bazlı maddeler kullanılan naylon veya polyester gibi elyaflar yerine doğal liflerden yapılmış giysilerin kullanımı yaygınlaştırılabilir.
  • Yenilenebilir Enerji Kaynakları: Fosil yakıtlar yerine güneş veya rüzgâr enerjisi gibi sürdürülebilir enerji kaynakların kullanımı arttırılabilir. Örneğin ev ve iş yerlerinin çatılarına kurulabilecek güneş panelleri ve ev tipi rüzgâr türbinleriyle fosil yakıt tüketimine duyulabilecek ihtiyaç büyük ölçülerde azaltılabilir.

QuickCarbon olarak fosil yakıtların çevreye verdiği zararların farkındayız. Bu nedenle kurumların kurumsal karbon ayak izlerini herhangi bir danışmanlık hizmetine gerek duymaksızın ISO 14064-1:2018 Standardı ve GHG Protocol’e göre hesaplayarak raporlanmasını sağlayan bir sistem sunuyoruz. Siz de hemen harekete geçebilir, elde ettiğiniz raporlar ışığında çevresel sürdürülebilirliğe destek olmak için neler yapabileceğinizi planlayabilirsiniz.