Blog

Çevresel Sürdürülebilirliğin Anahtarı: Yenilenebilir Enerji Kaynakları 

Fosil yakıtların olumsuz çevresel etkileri ve tükenme tehlikesi yenilenebilir enerji kaynaklarına duyulan ihtiyacı artırdı. Doğal kaynaklardan elde edebilen yenilenebilir enerji, giderek artan nüfusun enerji talepleri karşısında sürdürülebilirliğin anahtarı olarak görülür. Yenilenebilir enerji pek çok farklı boyutuyla kişisel, kurumsal, çevresel hatta küresel avantajlar sunar.  

Yenilenebilir Enerji Nedir? 

United Nations Ctimate Action’ın tanımına göre yenilenebilir enerji, tüketildiğinden daha yüksek bir oranda yenilenen doğal kaynaklardan elde edilen enerjidir. Doğal gaz, petrol ve kömür gibi oluşumu yüz milyonlarca yıl süren enerji kaynaklarının aksine güneş, rüzgâr gibi devamlı olarak yenilenen kaynaklardır. 

Doğada bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarının başta insanlar olmak üzere herhangi bir canlı tarafından tamamen tüketilmesi mümkün değildir. Bu nedenle yenilenebilir enerji günümüz koşullarında sürdürülebilirlik oranı en yüksek olan enerji türüdür.  

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nelerdir? 

Yenilebilir enerjiye temel oluşturan belli başlı kaynaklar bulunur. 

Güneş Enerjisi 

Yenilenebilir enerji kaynakları söz konusu olduğunda genellikle akla ilk gelen kaynak güneş enerjisidir. Güneş enerjisinin dünya tarafından yakalanma hızı tüm insanlığın enerji tüketim hızından yaklaşık 10 bin kat daha fazladır. Bu da güneş enerjisini gezegen üzerinde en bol bulunan kaynak hâline getirir. 

Çeşitli güneş enerjisi sistemleri sayesinde güneş ışınları toplanır. Toplanan bu ışınlar elektrik, ışık ya da ısı enerjisine dönüştürülür. Güneş teknolojileri, güneş ışığını fotovoltaik paneller veya güneş ışınımını yoğunlaştıran aynalar aracılığıyla elektrik enerjisine dönüştürür. 

Güneş enerjisi sistemleri; bina çatılarına, çeşitli cihazlara ya da araçlara yerleştirilerek kullanılır. Birçok uygulama için ısıtma, soğutma, aydınlatma, elektrik ve yakıt sağlayabilir. Son yıllarda üretim maliyetleri oldukça düşen güneş enerji panelleri, dünyanın birçok yerinde en uygun enerji kaynaklarından biri hâline geldi. 

Rüzgâr Enerjisi  

Rüzgâr enerjisi, temel olarak rüzgârın kinetik enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle elde edilir. Bunun için de genellikle rüzgâr tribün teknolojilerinden ya da yel değirmenlerinden yararlanılır. Binlerce yıldır kullanılan rüzgâr enerjisi, teknolojik gelişmeler sayesinde çok daha üst düzey bir elektrik kaynağı hâline geldi.  

Rüzgârın esme hızına ve süresine bağlı olarak elde edilen elektrik miktarı değişkenlik gösterir. Bu nedenle rüzgâr tribün teknolojilerinin, rüzgârın yoğun görüldüğü noktalara ve rüzgâr hızının yıllık bazda belli bir oranın üzerine çıktığı bölgelere konumlandırılması gerekir. Bununla birlikte ortalama rüzgâr hızları her bölgede farklılık gösterse de gezegendeki rüzgâr enerjisi potansiyeli küresel elektrik üretimini aşar. 

Hidroelektrik Enerjisi  

Hidrolik enerji ya da hidroelektrik enerjisi, suyun akış ve düşüş hızıyla üretilen bir yenilenebilir enerji türüdür. Suyun enerjisinden istifade edilerek elektrik üretilmesine imkân tanıyan hidrolik enerjisi aynı zamanda üretim maliyetleri açısından da avantajlı bir enerji türüdür. Bu nedenle dünya genelinde yaygın bir kullanıma sahiptir. 

Hidroelektrik enerjisi üretimini gerçekleştirmek için santraller kurmak gerekir. Ancak bu santrallerin yükseltinin olduğu bölgelere kurulması gerekir. Böylelikle su akış hızı artacağından hidroelektrik santrallerinin verimi de artar. 

Rezervuarlardan veya nehirlerden yararlanılarak üretilir. Birinde rezervuarda depolanan sudan yararlanılırken bir diğerinde nehrin akış hızından faydalanılır. Genellikle istikrarlı yağış modellerine dayanan bu kaynak iklim değişiminden olumsuz etkilenebilir. 

Jeotermal Enerji  

Jeotermal enerji, yerkürenin derinliklerinden sızan birikmiş ısı ve kimyasalların enerjiye dönüştürülmesidir. Dünyanın iç kısmından elde edilen erişilebilir termal enerji; ısı, kuyular veya farklı yöntemlerle jeotermal rezervuarlardan elde edilir.  

Jeotermal enerjinin üretebileceği elektrik kapasitesi magmadan yeryüzüne ulaşan suyun sıcaklığına göre farklılık göstermektedir. Jeotermal enerji elektrik üretiminin dışında ısıtmada, kimyasal madde üretiminde, seracılıkta ve balıkçılıkta da kullanılmaktadır. Ayrıca jeotermal enerji, termal turizm açısından oldukça önemlidir. 

Dalga (Okyanus) Enerjisi  

Dalgaların ve gelgit olayının etkisiyle meydana gelen mekanik enerji, dalga enerji sistemleri sayesinde yenilenebilir enerjiye dönüştürülmektedir. Gelişen teknoloji aracılığıyla kıyıya hem yakın hem uzak olan bölgelerde bu sistem uygulanabilmektedir.  

Okyanusların yüzeyinde güneş ışınlarını toplayan ve fazla ısınan suyla, okyanusun derinlerindeki soğuk suyun arasında belirgin bir ısı farkı bulunur. Okyanus suyunun suyun yüzeyindeki ve derinindeki bu ısı farkı aynı zamanda doğal bir termal enerji meydana getirir.  

Biyokütle Enerjisi (Biyoenerji) 

Biyokütle enerjisi, meyve ve sebze atıkları başta olmak üzere tüm evsel organik atıklardan, sanayi, hayvan ve bitki atıklarından faydalanır. Böylelikle ortaya bir nevi organik bir enerji türü ortaya çıkar. Her bölgede üretilebilen biyokütle enerjisi, katı, sıvı ve gaz olmak üzere farklı türden yakıtlara dönüştürülür. Aynı zamanda fosil yakıtlar gibi karbondioksit ortaya çıkarmaz. 

Hidrojen Enerjisi  

Hidrojen, evrende kolay bulunan bir moleküldür. Ancak yenilenebilen enerji kaynakları arasında üretimi zor olan bir seçenektir. Bu nedenle yaygın bir kullanıma sahip olamamıştır. Hidrojen enerjisi genellikle ısı ve patlama gerektiren sahalarda kullanılır. Hidrojen kullanımı esnasında atmosfere su veya su buharı salınır. Teknolojik gelişmelerle paralel olarak küresel çapta enerji ihtiyacının karşılanmasında önemli bir aday olarak görülebilir.  

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Önemi 

Yenilenebilir enerji kaynaklarının yol açtığı sera gazı emisyonu fosil kaynaklarla kıyaslandığında son derece düşüktür. Hatta bu kaynakların büyük bir çoğunluğu sıfır emisyon olduğundan temiz enerji olarak nitelendirilir. Bu bakımdan yenilenebilir enerji kaynakları fosil yakıt türlerinin doğada ve çevrede bıraktığı tahribatı ortadan kaldırma olanağı tanır. Bu durum aynı zamanda sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşmasına ve doğal kaynakların gelecek nesillere ulaşabilmesine yardımcı olur.  

Yenilenebilir enerji kaynaklarının bir diğer önemi süresiz kullanım imkânı tanımasıdır. Yenilenebilir enerjinin kapsamının genişlemesi, nüfusun her anlamdaki enerji talebini karşılamak için güçlü alternatifler oluşturmaktadır. Son olarak çevreye zarar vermeyen bu temiz enerji türü küresel ısınma hızını da yavaşlatmada önemli bir rol üstlenir. 

Yenilenebilir Enerji Kullanmanın Avantajları  

Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak birçok avantajı da beraberinde getirir. Bu avantajlara hem bireysel hem kurumsal bazda bakılabilir. Özellikle şirketlerin, yaptıkları yenilenebilir enerji yatırımının karşılığını fazlasıyla aldıklarını söylemek mümkündür. 

Bu çerçevede firmalar için yenilenebilir enerji kullanmanın avantajları şu şekildedir:  

  • Enerji üretim maliyetlerini azaltır.  
  • Sürdürülebilir bir enerji sistemine sahip olunması sağlar.  
  • Sera gazı etkisini ortadan kaldırır.  
  • Kârlılığı artırır.  
  • Fazla üretilen enerjiden ek kazanç sağlanmasına olanak tanır.  
  • Enerji konusundaki bağımlılığı azalttığından enerji sektöründe oluşabilecek sorunlardan en asgari düzeyde etkilenilmesini sağlar.  
  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının sadece firmaların ekonomisine değil, ülke ekonomisine de önemli katkıları bulunur. Ülkelerin enerji konusundaki dışa bağımlılığı bu enerji kaynakları sayesinde ortadan kalkabilir.  

Yenilenebilir enerjinin sunduğu benzer avantajlar bireyler için de söz konusudur. Özellikle uzun vadede kullanıcıların enerji giderlerini düşürmelerine yardımcı olur. Böylelikle bireysel düzlemde hem enerji bağımsızlığı hem enerji güvenliği kazanma fırsatı yakalanır. Bu noktada güneş panelleri ve rüzgâr tribünleri gibi sistemler bireysel kullanımda öne çıkar ve talep edilen enerjinin karşılanmasına aracılık eder. Kendi elektriklerini üreten ev sahipleri ya da işletmeler enerji fiyatlarındaki değişimlerden de en az seviyede etkilenir.  

Sürdürülebilir yaşamın bir parçası olmak isteyen ve karbon salınımını azaltarak çevreye verdiği zararın etkisini ortadan kaldırmayı amaçlayan şirketler, karbon ayak izini tespit ederek nasıl bir politika izleyebileceklerini değerlendirebilir. QuickCarbon olarak sunduğumuz yazılımla kurumların kurumsal karbon ayak izlerini, herhangi bir danışmanlık hizmetine gerek duymadan ISO 14064-1:2018 Standardı ve GHG Protocol’e göre raporluyoruz. Siz de elde ettiğiniz bu raporları en iyi şekilde değerlendirerek çevresel sürdürülebilirlik için ne gibi atılımlar yapabileceğinizi planlayabilirsiniz.