Blog

Karbondioksitin İklim Üzerindeki Etkileri ve Atmosferdeki Karbondioksiti Temizleme Yöntemleri 

Sanayi Devrimi’nin gerçekleştiği 18. yüzyıldan bu yana atmosferdeki karbondioksit miktarı %50 oranında arttı. Bu artış dünyanın daha fazla ısınmasına ve iklim değişikliğine neden oldu. Toprak altında ya da okyanus tabanında bulunan fosil yakıtların çıkarılıp yakılması sonucu fosil yakıtlarda depolanan karbondioksit de açığa çıkmaya ve atmosfere karışmaya başladı. Bu durum karbondioksit oranındaki artışın en önemli nedenleri arasında gösterilebilir. Dünyanın doğal karbon döngüsünün bozulması da artan karbondioksit miktarının kaçınılmaz bir sonucudur. 

Karbondioksit Nedir? 

Karbondioksit; kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların çıkarılması ve yakılması gibi faaliyetlerle orman yangınları ya da volkanik patlamalar gibi doğal âlayların bir sonucu olarak ortaya çıkan ısı tutucu bir gazdır. Bir karbon atomundan ve iki oksijen atomundan oluşan karbondioksit (CO2), fermantasyon ya da hayvanların solunumu sırasında da oluşur. Küresel ısınmayla olan ilişkisi nedeniyle de son derece önemli olan bu renksiz gaz, kokusuz ve renksizdir. Ancak daha yüksek konsantrasyon hâlinde bulunan karbondioksit gazı, asidik bir kokuya sahiptir. Birincil sera gazı durumunda bulunan karbondioksiti oluşturan element karbondur. Ametal bir kimyasal element olan karbon, periyodik tablonun 14. grubunda yer alır. 

Karbondioksitin atmosferde birikmesi, dünyadan gelen radyant enerjinin bir kısmının uzaya geri dönmesini engeller. Bu durum ısının içeride hapsedilmesi, bir sera etkisi oluşması ve dünyanın daha fazla ısınması anlamına gelir. Ancak atmosferdeki karbon varlığının tamamen olumsuz bir durum olduğunu ve bu karbon oluşumunun yalnızca fosil yakıtların yakılmasından kaynaklandığını düşünmek doğru değildir. Çünkü karbondioksit hem doğal yollarla hem antropojenik yollarla yani insanların eylemlerinin ya da eylemsizliklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Buradaki olumsuz nokta, karbon döngüsünün bozulmasına neden olacak faaliyetlerin insanlar tarafından gerçekleştiriliyor olmasıdır.  

Karbon Döngüsü Nedir? 

Karbon döngüsü, karbon elementinin atmosfer, yeryüzü ve su ekosistemleri arasındaki geçişini ifade eder. Bir diğer ifadeyle karbonun hava, bitkiler, toprak, hayvanlar ve fosil yakıtlar aracılığıyla çevrimidir. Bitkiler fotosentez yapmak için atmosferdeki karbondioksiti ve suyu kullanarak oksijen üretir, hayvanlar ve insanlar da havadan oksijen alıp karbondioksit verirler. Karbondioksit benzer şekilde okyanuslar ve atmosfer arasında da geçiş hâlindedir. Bu döngü, dünyadaki yaşamın devam edebilmesi için zorunlu bir süreçtir.  

Dünyadaki karbonun çok büyük bir kısmı tortularda ya da kayalarda depolanmış hâldedir. Ayrıca atmosfer, canlı organizmalar ve okyanus da karbon içerir. Bataklık bitkileri, balıklar, kuşlar, deniz organizmaları yaşamlarını noktaladıklarında milyonlarca yıl basınca maruz kalarak karbon içeren fosil yakıtlara dönüşürler. İnsanlar enerji üretmek için bu fosil yakıtları kullandıkları zaman okyanus tabanında, tortularda ya da kayalarda birikmiş olan karbondioksit yeniden atmosfere salınır. 

Oxford Reference, karbon döngüsünün tanımını şu şekilde yapar: “Karbonun dünyanın yüzeyinde, iç kısmında ve atmosferindeki hareketi.” National Ocean Service de karbon döngüsünü “Doğanın, atmosferden dünyadaki organizmalara ve oradan da tekrar atmosfere giden karbon atomlarını geri dönüştürme yolu.” olarak tanımlar. 

Karbondioksitin İklim Değişikliği Üzerindeki Etkileri 

Bugün iklim değişikliğine neden olan başlıca sera gazı karbondioksittir. Dünya ve atmosfer kapalı bir ortam olduğu için içerideki karbon miktarı, insan faaliyetleri olmadığı sürece sabittir. Karbon miktarının büyük bir kısmı toprak altında ya da okyanus tabanında, ölü organizmaların içinde depolanır. Ancak insan faaliyetleri nedeniyle bu karbonun çıkarılması ve yakılması atmosferde biriken karbondioksit miktarının artması sonucunu doğurdu. 

Karbon döngüsü, dünyadaki farklı karbon rezervuarlarındaki (yutak) karbon konsantrasyonunun dengede kalmasını sağlar. Fakat herhangi bir karbon yutağında bir değişiklik meydana gelmesi, diğer karbon yutaklarında da değişiklik olması anlamına gelir. Günümüzde insanlar atmosfere fazla miktarda karbondioksit salınmasına neden olan fosil yakıtları yakarak ve atmosferdeki karbondioksiti emen ağaçların ya da bitkilerin bulunduğu arazileri yok ederek karbon döngüsünün bozulmasına yol açar. 

Sera gazları, atmosferin büyük bir kısmını oluşturan nitrojenden ve oksijenden farklı olarak dünya yüzeyinden yayılan ısıyı emer. Fakat emdiği ısıyı tamamen dünyaya geri göndermez. Yansıtma her yöne doğrudur. Bu durum dünyadaki ısının insanlar, ekosistemler ve biyoçeşitlilik için ideal bir seviyede kalmasını sağlar. Fakat atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasıyla birlikte sera etkisi de artar. Bu da atmosferde tutulan ve dünyaya gönderilen sıcaklığın artması anlamına gelir.  

Karbondioksit miktarının artması yalnızca dünyanın yüzey sıcaklığının artmasına neden olmaz. Aynı zamanda okyanuslardaki su kalitesinin düşmesi de bunun bir sonucudur. Atmosferdeki karbondioksitin suyla tepkimeye girmesi ortaya karbonik asit çıkarır. Karbonik asit de okyanuslardaki pH seviyesini düşürerek okyanus asitlenmesi olarak ifade edilen bir duruma sebebiyet verir. 

Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi NOOA (National Oceanic and Atmospheric Administration) tarafından açıklanan verilere göre, insan kaynaklı sera gazlarının küresel ısınmaya doğrudan etkisi 1990 yılından bu yana %49 oranında arttı. Bu ısınma etkisinin %64’lük kısmıysa karbondioksitten kaynaklanır. 

Atmosferdeki Karbondioksit Nasıl Temizlenir? 

Dünya Ekonomik Forumu‘na (World Economic Forum) göre atmosferdeki karbondioksiti azaltmanın ve 2050 yılına kadar sıfır karbon emisyonu hedeflerine ulaşmanın 5 ana yöntemi bulunuyor. WEF tarafından açıklanan bu yöntemler şu şekilde sıralanabilir:  

Ağaçlandırma 

Yeni ağaçlar dikmek, ağaçlandırma projelerine yatırım yapmak, mevcut ormanları restore etmek ve orman yönetimi uygulamalarına önem vermek atmosferdeki karbondioksit miktarının azaltılmasına yardımcı olabilir.  

Toprak Karbon Sekestrasyonu 

Sıfır toprak işlemeli tarım (toprak işlemesiz tarım), örtü altı yetiştiriciliği ya da tarımsal ormancılık gibi faaliyetler karbondioksiti atmosferden uzaklaştırırken topraktaki karbon içeriğinin artırılmasını sağlar. 

Mavi Karbon Ekosistemleri ve Okyanus Tabanlı Uzaklaştırma 

Su ekosistemlerinde depolanan karbon, mavi karbon olarak adlandırılır. Kara ekosistemleriyle mukayese edildiğinde su ekosistemleri her metrekarede 5 kat daha fazla karbon depolama kapasitesine sahiptir. Dolayısıyla bu gibi ekosistemler doğal bir karbon yutağı olarak değerlendirilebilir. Deniz ekosistemleri ya da denizde yaşayan organizmalar tarafından karbondioksit alımının teşvik edilmesi için tuz bataklıkları, mangrovlar (gelgit olaylarının sıkça yaşandığı okyanus kıyılarında yetişen ağaç ve bitki toplulukları) ya da deniz çayırları korunabilir ve restore edilebilir. Bu durum yalnızca deniz ekosistemleri için değil, tüm sulak alanlar için geçerlidir. 

Doğrudan Hava Yakalama 

Direct Air Capture (DAC) olarak adlandırılan teknolojiler, karbondioksiti doğrudan atmosferden çekerek kalıcı olarak depolayabilir ya da farklı uygulamalarda kullanılmak üzere işleyebilir. DAC teknolojilerinin geliştirilmesi için çalışan şirketler bugün çeşitli ülkeler tarafından fonlanıyor.  

Karbon Mineralizasyonu 

Karbon mineralizasyonu, kayaların içerisinde bulunan minerallerin atmosferde bulunan karbondioksitle tepkimeye girerek katı mineraller olan karbonatları oluşturması durumudur. Bilim insanları günümüzde bu doğal sürecin yapay olarak gerçekleştirilebilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. 

Daha Yaşanabilir Bir Dünya İçin Karbon Ayak İzinizi Azaltın! 

Başta karbondioksit olmak üzere atmosfere yayılan tüm sera gazlarının ton cinsinden miktarı karbon ayak izini oluşturur. Karbon ayak izinin artması ekosistemlerin, biyoçeşitliliğin ve doğal kaynakların gittikçe azalması anlamına gelir. Bu durum dünyayı gelecek nesiller için yaşanabilir bir gezegen olmaktan çıkarabilir. Bu nedenle karbon ayak izinin farkında olarak hareket etmek son derece önemlidir. 

Kurumsal karbon ayak izinizi hesaplayarak sürdürülebilir adımlar atmak isterseniz kullanıcı dostu QuickCarbon yazılımımızla ISO 14064-1:2018 Standardı ve GHG Protocol’e göre karbon hesaplamaları yapabilir ve raporlar hazırlayabilirsiniz.