Blog

Sürdürülebilirliğin Üç Boyutu 

Ekosistemin ve doğal kaynakların korunmasında büyük önemi olan sürdürülebilirlik üç boyutta ele alınabilir. Hem günümüz toplumlarının hem gelecek nesillerin insana yaraşır şartlarda iyi bir hayat sürdürmesi ve Dünya’nın kaynaklarından önceki nesillerle eşit düzeyde faydalanmalarını sağlamak önemlidir. Bunun için ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik boyutlarının bir arada uygulanması gerekir. Gelin, bireysel farkındalık kazanmak üzere sürdürülebilirliğin üç boyutunu detaylı bir şekilde ele alalım. 

1. Ekonomik Sürdürülebilirlik 

Ekonomik sürdürülebilirlik gezegenin sınırlı kaynaklarını topluma ve çevreye faydalı olması için sorumlu bir şekilde yönetmeyi amaçlar. Ekonomi, sürdürülebilirliğin sosyal ve çevresel sütunlarının arasındaki sermaye bağlantısı görevi görür. 1994 Oslo Sempozyumu’nda sürdürülebilir tüketim ve üretim şu şekilde tanımlanır: “Temel ihtiyaçlara yanıt veren ve daha iyi bir yaşam kalitesi sağlayan mal ve hizmetlerin kullanımı, doğal kaynakların, toksik maddelerin, atık ve kirletici emisyonların yaşam döngüsü boyunca en aza indirilmesi, böylece gelecek nesillerin ihtiyaçlarının tehlikeye atılmaması.” 

Ekonomik bir sistemi sürdürülebilir kılmak için yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimini teşvik etmek, enerji verimliliğini destekleyen politikaları benimsemek ve atıkları azaltırken kaynak sömürüsünü sınırlayabilen döngüsel ekonomiye dayalı ekonomik modelleri takip etmek gereklidir. Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için sosyal ve ekonomik boyutlarda katılımın sağlanması, özel yatırımlar yoluyla teknolojik yeniliklerin gerçekleştirilmesi, verimli ve şeffaf yönetimin teşvik edilmesi, kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi önemlidir. 

Ekonomik kaynakların sorumlu bir şekilde yönetilmesinin etkileri şunlardır: 

  • Çevresel etkinin en aza indirilmesi, 
  • Sosyal ve ekonomik açıdan eşitliğin sağlanması, 
  • Daha dayanıklı ve zorluklarla başa çıkabilen bir ekonomi sistemi, 
  • Şirketlerin sorumluluğa ve etik ilkelere dayalı yönetime uyması. 

Döngüsel ekonomi kavramından bahsetmek de önemlidir. Döngüsel ekonomi mevcut malzemeleri ve ürünleri mümkün olduğunca uzun süre paylaşmayı, kiralamayı, yeniden kullanmayı, onarmayı, yenilemeyi ve geri dönüştürmeyi içeren bir üretim ve tüketim modelidir. Böylece ürünlerin yaşam döngüsü uzatılır. 

Bu ekonomi modeli uygulama aşamasında atıkları en aza indirmeye yardımcı olur. Bir ürünün ömrü bittiğinde materyaller geri dönüşüm sayesinde ekonomik dolaşımda kalmaya devam eder. Tekrar kullanılabilen ürünler sayesinde daha fazla değer yaratılabilir. Bu sistem al-yap-tüket-at modeline dayanan geleneksel, doğrusal ekonomik modelden ayrışmayı gerektirir. 

Döngüsel ekonomi büyük miktarlarda ucuz ve kolay erişilebilir malzemeye ve enerjiye dayanır. Döngüsel ekonomi modelinde atıklar en aza indirilir, kaynak kullanımı en üst düzeye çıkarılır. Çevresel etkiyi azaltmayı hedefleyen bu model verimliliği teşvik eder. Geri dönüşüm ve yeniden kullanım için altyapıları geliştirerek sürdürülebilirliğe katkı sağlar.  

2. Sosyal Sürdürülebilirlik 

Sürdürülebilirliğin üç temel direğinden bir diğeri olan sosyal sürdürülebilirlik hem günümüzdeki hem gelecekteki nesillerin yaşanabilir topluluklar oluşturma kapasitesini kolaylaştırır. Bir işletmenin sosyal olarak sürdürülebilir olup olmadığını etkili bir şekilde belirleyen beş sosyal sürdürülebilirlik boyutu vardır. Bunlar günümüzde nüfusun karşı karşıya olduğu sosyal sürdürülebilirlik konuları olarak da kabul edilebilir: 

  • Yaşam Kalitesi: Yaşam kalitesi hayatı derinlemesine ele alan kapsamlı bir kavramdır. Yaşam kalitesini temsil eden örnekler arasında sağlık desteği, eğitim, öğrenme fırsatları, istihdam ve güvenlik yer alır. 
  • Eşitlik: Belirli bir grubun imkânlara eşit erişim sağlayamaması sosyal sürdürülebilirlikte önemli bir yere sahiptir. Bu grupların engelleri aşmalarına ve kendi hayatları üzerinde tam kontrol sahibi olmalarına yardımcı olmak gerekir. Bu kavram aynı zamanda eşitsizliğin nedenlerinin belirlenmesini ve eşitsizliği ortadan kaldırmak için benimsenecek stratejilerin oluşturulmasını da içerir. 
  • Çeşitlilik: Çeşitliliğin faydalarından yararlanmak sosyal sürdürülebilirliğin en önemli yönlerinden biridir. Farklı grupların ihtiyaçlarını belirlemek, gereksinimlerini değerlendirmek ve topluluklarda farklı bakış açılarını teşvik etmek çeşitlilik boyutunun bileşenleri arasında yer alır. 
  • Yönetişim ve Demokrasi: Bu boyut sürdürülebilirlik programlarının sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlar. Gereken bütçenin ve kaynakların tahsis edilmesinde önemlidir. 
  • Sosyal Bütünlük: Toplumun her kesiminin katılımını teşvik eden bu boyut, hedef grupların sivil ve kamu kurumlarına erişimini artırarak topluma katkıda bulunmalarına yardımcı olur. 

Sosyal sürdürülebilirlik konuları sosyal topluluklarda, okullarda ve iş yerlerinde ırkçılığı ve ayrımcılığı azaltmaya çalışır. Herkese eşit fırsatlar sunan ve çeşitlilik içeren bir topluluğun yaratılmasını da destekler.  

3. Çevresel Sürdürülebilirlik 

Teknolojik gelişmeler ve yenilikler refahın artmasını sağlarken aynı zamanda doğayı da etkiler. Zararların azaltılmasını amaçlayan çevresel sürdürülebilirlik sağlığı ve refahı desteklemek için doğal kaynakların ve küresel ekosistemlerin korunması üzerine bir dizi uygulama içerir. 

Çevresel sürdürülebilirliğin temel unsurlarından biri ileriye dönük doğasıdır. ABD Çevre Koruma Ajansı çevresel sürdürülebilirliği “gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilme ihtimalini tehlikeye atmadan bugünün ihtiyaçlarını karşılamak.” olarak tanımlar

Gezegenimizin üzerindeki karaların yaklaşık %75’i ve denizlerin %40’ı dünya çapında ciddi şekilde değişmiş durumdadır. Avrupa da dâhil olmak üzere biyolojik çeşitlilik çok hızlı bir şekilde kaybolurken çevre kirliliği ve iklim değişikliği ani ve geri döndürülemez değişimlere yol açar. Gelecekte gıda, toprak ve su gibi temel gerekliliklerin tehlikeye girme endişesi tüm dünyada hissedilir. Bu tehlikelere karşı uygulanması gereken çevresel sürdürülebilirlik politikalarının faydaları şu şekilde sıralanabilir: 

Gelecekte Malzeme Bulabilmek: Doğal kaynakları çıkarma ve kullanma konusunda sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemek bu kaynakların gelecekte de kullanılabilmesine olanak tanır. Doğal kaynakların kullanımını sınırlamak, onları verimli bir şekilde kullanmak ve mümkün olduğunda geri dönüştürmek gelecek nesillerin aynı oranda yararlanmasını sağlar. Gıda ve su gibi kaynaklar insanların hayatta kalması için zaruri olduğundan toplumların bunları koruması ve geleceğe aktarması son derece önemlidir. 

Daha Düşük Maliyetler: Sürdürülebilir olmayan uygulamalar işletmelerin ve tüketicilerin kısa vadede maliyet tasarrufu yapmalarına yardımcı olsa da bu tasarruf yalnızca söz konusu kaynaklar bol ve ucuz olduğunda mümkündür. Sürdürülebilir olmayan çıkarma ve üretim yöntemleri bu kaynakların tükenmesine sebep olabilir. Böylece kıtlık ortaya çıkar ve gelecekte bu kaynaklar çok daha pahalı hâle gelir. Maddi kaynakların uzun vadeli kullanımını mümkün kılan sürdürülebilir uygulamalar uzun vadede maliyetleri düşürebilir veya koruyabilir. Teknolojik gelişmeler de buna katkıda bulunur. 

Koruma: Doğal ortamlar birçok insanın keyifli vakit geçirdiği, rahatladığı ve çeşitli aktiviteler yaptığı alanlardır. Ormanlar, plajlar, dağlar, çöller ve nehirler bu doğal ortamlar arasında yer alır. Turizm sektörü, açık hava aktiviteleri ve su sporları gibi birçok endüstri bu ortamların sürekliliğine bağlıdır. Sürdürülebilir uygulamalar doğal ortamların korunmasına katkıda bulunur. Böylece insanlar bu ortamlarda keyifli vakit geçirmeye, işleri bu ortamlara bağlı olanlar da geçim kaynaklarını korumaya devam edebilir. 

Sürdürülebilirliğin farklı boyutlarının birbirleriyle ilişkili olduğunu unutmamak gerekir. Özellikle çevresel ve ekonomik boyutlar arasında güçlü bir bağ vardır. Sorumlu kaynak yönetimi gibi doğru çevresel sürdürülebilirlik uygulamaları ekonomik istikrarı ve gıda tedarik zincirini sürdürmek için gereklidir. Düşük karbon ekonomisine geçiş ve sürdürülebilir uygulamaları benimseme stratejileri ekonomik fırsatlar yaratabilir, inovasyonu teşvik edebilir ve işletmelerin rekabet gücünü artırabilir. 

Sürdürülebilir Bir Gelecek için: QuickCarbon 

Ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlarıyla sürdürülebilirliği sağlamak her işletmeye uzun veya kısa vadeli birçok fayda getirir. Kullanıcı dostu yazılımıyla size büyük bir kolaylık sunan QuickCarbon, işletmenizin kurumsal ayak izini ISO 14064-1:2018 Standardı ve GHG Protokolü kapsamında hesaplar ve raporlayarak size bildirir. QuickCarbon Yazılımı ve Kurumsal Karbon Ayak İzi eğitimlerinin yanı sıra teknik ekip desteğinden de faydalanabilir, tüm süreci profesyonel bir şekilde yönetebilirsiniz. Siz de işletmenizi daha sürdürülebilir hâle getirmek için QuickCarbon’un etkin çözümlerinden hemen faydalanabilirsiniz.