Yeşil Lojistik
Endüstriyelleşmenin merkezî konumda olduğu bir çağda çevresel sürdürülebilirlik küresel düzeyde önem arz eder. Lojistik sektörü de bu sorunun gerektirdiği önlemleri alabilmek amacıyla daha yeşil uygulamaları entegre etmek üzere bir dönüşüm geçiriyor. Sürdürülebilir lojistik olarak da bilinen yeşil lojistik, lojistik faaliyetlerinin çevreye yönelik zararlı etkisini en aza indirmeyi amaçlayan bir dizi stratejiyi kapsar. Gelin, yeşil lojistiğin faydalarını ve zorluklarını beraber öğrenelim.
Yeşil Lojistik Nedir?
Yeşil lojistik, ürünlerin veya iş süreçlerinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için kullanılan yöntem ve stratejileri ifade eder. İş operasyonları kaçınılmaz olarak lojistiği içerir. Lojistik şirketlerinin iklim acil durumuna yanıt vermesi ve müşteri beklentilerini karşılaması gerekir. Yeşil lojistik, şirketlerin karşılaştıkları bu zorlukları gidermeyi amaçlayan bir paradigma değişimidir. Ekonomik sektörler arasında en yüksek kirlilik seviyelerine sahip olan ulaşım sektörüdür. Bu sektör sera gazı emisyonlarına önemli ölçüde katkıda bulunur. Hafif ticari araçlar ulaşımla ilgili sera gazı emisyonlarının yaklaşık %20’sini oluştururken ağır yük kamyonları %22’sini oluşturur.
Geleneksel lojistikte çevre dostu uygulamalar ve sürdürülebilirlik önemli faktörler değildir. Çevreyle ilgili kaygıları minimum düzeyde olan geleneksel lojistik uygulamalarında çok fazla çöp üretilir, aşırı miktarda enerji kullanılır ve operasyonlar önemli düzeyde karbon ayak izine sahiptir. Yeşil lojistik çevre dostu uygulamalarla ilerleyerek öncelikli olarak ekolojik sorunlarla ilgilenir.
Çevre bilincinin geliştiği günümüzde yeşil lojistik artık sadece bir sözcük olmaktan çıkarak her işletmenin benimsemesi gereken önemli bir fikir hâline geliyor. Küresel düzeyde şirketler hem kendi işleri hem çevre için avantajlı olan sürdürülebilir operasyonların ve yeşil lojistiğin değerini anlıyor. Bir şirketin kurumsal sosyal sorumluluk çabaları kapsamında değerlendirilebilecek olan yeşil lojistik uygulamaları, şirketi rakiplerinden ayırabilecek önemli bir adımdır. Sürdürülebilir lojistik müşteri memnuniyetinden veya çevrenin korunmasından ödün vermeden güçlü bir kâr marjı elde edilmesini sağlar.
Sürdürülebilir Yeşil Lojistik Stratejileri
Endüstriyel ve toplumsal düzeyde çevrecilik bilinci geliştikçe sürdürülebilir lojistik çözümlerine olan talep de artar. Yeşil lojistik, lojistik süreçlerine çevre dostu uygulamaları entegre ederek sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı sağlar. Kârı maksimize ederken çevreyi korumayı teşvik eden bu stratejilerden bazıları şunlardır:
- Alternatif araç ve yakıt teknolojileri kullanmak: Dizel yakıt uygun fiyatlı olduğundan birçok teslimat kamyonu filosu tarafından kullanılır. Dizel motorlar benzinli motorlara kıyasla %13 daha fazla karbondioksit yayar. Şirketler daha düşük karbon salınımı yapan kamyonlar tercih ederek ekolojik sürdürülebilirliğe katkı sağlayabilir. Bu amaçla öncelikli olarak biyoyakıtlara yönelmek iyi bir adım olabilir. Hibrit veya elektrikli arabalar ve çevre dostu tren sistemleri gibi ulaşım seçenekleri sürdürülebilirliğe önem veren birçok endüstride tercih edilir. Temiz enerjiyle çalışan elektrik ve su geri dönüşüm teknolojilerini kullanmak da dağıtım tesislerinin emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olur.
- Depolarda çevre dostu ışıklandırma kullanmak: Depolarda çevre dostu aydınlatmaya geçerek sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak mümkündür. Işık yayan diyot (LED) ampuller standart floresan ampullere kıyasla %75’e kadar daha az elektrik kullanır. Bu da sürdürülebilir enerji seçiminde etkili bir stratejidir. Enerji tüketimini azaltan bu ampuller karbon ayak izini de azaltır.
- Verimli atık yönetimi uygulamak: Verimli atık yönetimi uygulamak sürdürülebilirliği teşvik etmek için etkili bir stratejidir. Verimli atık yönetimi uygulamaları için öncelikle işletme atıklarını belirlemek gerekir. Daha sonra tesisteki atık akışlarını belirlemek yönetim planının önemli bir bileşenidir. Her atık türünü düzenlemelerle uyumlu olarak ortadan kaldırma uygulamalarını hayata geçirebilmek için bu bilgiler gereklidir. Özel bir ekip kapsamlı ve güvenilir bir yönetim için protokollere ve uygulama tarihlerine dikkat eder. Bu aşamadan sonra mevcut atık bertaraf yöntemlerini değerlendirmek önemlidir. Tesiste uygun yerlere çöp ve geri dönüşüm kutuları yerleştirilebilir ve etiketlenebilir. Beşinci aşamada atık hiyerarşisi değerlendirilir. Bu noktada yeniden kullanma ve geri dönüştürme gibi sürdürülebilir süreçler atık bertarafından daha önceliklidir. Daha sonra birlikte çalışılacak şirket seçilir. Şirket tesisin ürettiği atık türlerini ele alma konusunda deneyim sahibi olmalı ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaya katkı sağlamalıdır. Atıkları azaltmak için hedefler belirlemek ve bir atık yönetim planı hazırlamak da önemlidir.
- Operasyonel görünürlüğü arttırmak için verilerden yararlanmak: Tedarik zinciri operasyonlarının merkezine verileri koymak daha etkili ve verimli bir şekilde çalışmaya olanak tanır. Ortaklar açık bir lojistik ekosistem sayesinde operasyonları daha iyi yönetebilirler. Bu şekilde gerçek zamanlı transit yöntemlerini takip etmek ve en iyi seçenekleri tercih etmek mümkün hâle gelir. Yük koordinasyonu, malzeme ve mal takibi iyileşir. Böylece kamyonlar dolu olacağından şirketler aracın boş gitme riskini düşürerek hem çevre dostu hem kârlı bir uygulama yapabilir.
Sürdürülebilir Lojistikte Teknolojik İnovasyonlar
Sürdürülebilir lojistik uygulamalarında teknolojik yeniliklerden faydalanmak mümkündür. Teknolojideki gelişmeler tedarik zinciri yönetimi ve sürdürülebilir lojistik için birçok araç ve yöntem sunar. Lojistik sektörünü dönüştüren teknolojik inovasyonlardan bazıları şunlardır:
- Nesnelerin İnterneti (IoT): Sensörler ve RFID etiketleri gibi IoT cihazlarıyla mallar veya altyapı gerçek zamanlı olarak izlenebilir. Bu sayede tedarik zincirini kolaylıkla takip etmek, israfı ve verimsizliği azaltmak mümkün hâle gelir.
- Büyük Veri Analitiği: Farklı kaynaklardan toplanan büyük ve çeşitli veri setlerini analiz etmek gizli örüntüleri ortaya çıkarmada fayda sağlar. Bu sayede işletmeler süreçlerini optimize edebilir ve veri odaklı kararlar alabilir. Optimizasyon sayesinde yakıt tüketimi en aza indirilebilir ve karbon emisyonları azaltılabilir.
- Yapay Zeka (AI): AI destekli algoritmalar sayesinde israfı azaltmak, verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek mümkündür. Söz konusu algoritmalar talebi tahmin edebilir, envanter seviyelerini optimize edebilir ve rota planlamasını geliştirebilir. Bu sayede lojistik operasyonlarını optimize etmek kolaylaşır.
Lojistik sektöründe devrim niteliğindeki bu teknolojik yenilikleri kendi sistemlerine entegre edebilen işletmeler, sürdürülebilir ve verimli operasyonlar gerçekleştirebilir.
Yeşil Lojistiğin Avantajları Nelerdir?
Lojistik sektörüne yeni bir yön kazandıran yeşil lojistik çeşitli avantajları da beraberinde getiren uygulamalar bütünüdür. Yeşil lojistik kavramının ve uygulamalarının başlıca avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Emisyonlar azalır: Yeşil lojistik kavramının ve uygulamalarının başlıca avantajı sera gazının oluşturduğu emisyonun azaltılmasıdır. Kaynakların verimli kullanımı, tasarruf planları, yeniden oluşturulan rota planlamaları ve fosil yakıtların devre dışı bırakılması emisyonları azaltan faktörlerdir.
- Marka imajı iyileşir: Yeşil lojistik kavramının başarıyla uygulanması kurum imajının ve dolayısıyla itibarın iyileştirilmesiyle doğrudan ilişkilidir. Etik gerekliliklere uymayı ve sosyal taahhütlere dikkat etmeyi gözler önüne seren bu tutum yasa uygulayıcılarının, tüketicilerin, yatırımcıların ve tüm toplumun gözünde şirketin algısını iyi bir noktaya taşır. Bu da uzun vadede güven, itibar ve marka sadakati oluşturmaya katkıda bulunur. Günümüzde pek çok lojistikle ilgili mevzuat çevresel unsurları göz önünde bulundurur. Bu noktada tüm bu kurallara uymak yasal gereklilikleri başarıyla karşılama ve muhtemel yaptırımlardan korunma konusunda şirketi avantajlı konuma getirir.
- Paketleme masrafları azalır: Yeşil lojistik politikaları paketleme masraflarını önemli ölçüde azaltır. Bunu sağlayan prosedür biyolojik olarak ayrıştırılabilir, yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir paketleme malzemelerinin kullanılmasını içerir. Tek ya da birkaç kullanımlık ambalajları geri dönüştürülebilir kılmak uzun vadede maliyetleri düşürür. Ahşap palet yerine karton kullanımı ve geri dönüştürülebilir plastik tercihi gibi uygulamalarla paketleme masrafları minimuma indirilebilir.
- Ulaştırma masrafları azalır: Yeşil lojistik düzenlemeleri genel verimlilikte artış sağlamanın anahtarlarından biridir. Sürdürülebilir çevre dostu uygulamalar aynı zamanda bütçe dostu politikalar anlamına gelir. Yeşil lojistik sayesinde akıcı operasyonları rayına oturtmak ve minimum atıkla lojistik sağlamak mümkün olur. Bu da hem zamandan hem maliyetten tasarruf anlamı taşır.
- Depo otomasyonu sağlanır: Depo otomasyonu yeşil lojistiğin en önemli bileşenlerinden biridir. Rota planlamanın ve envanter yönetiminin yanı sıra otomatik sistemler enerji verimliliğini artırarak ve elektrik tüketimini azaltarak etkili bir lojistik süreç sağlar. İnsan hatası riskini minimuma indirmek de hem operasyonel verimliliği hem kaynak kullanımını optimize eder.
Yeşil Lojistikte Uygulama Zorlukları
Yeşil lojistik uygulamalarını gerçekleştirme konusunda yaşanabilecek zorluklardan biri maliyettir. Kısa vadede masraflı görülebilen yeşil lojistik uzun vadede kâr sağlar. Yine de şirketler söz konusu maliyetler nedeniyle yeni sürdürülebilir ulaşım metodolojilerine yatırım yapma konusunda çekinceli olabilir. Bu zorluklar uzun vadeli stratejik düşünme, azaltılmış bakım maliyetlerini hesaba katma ve çevre dostu imajın oluşturduğu marka itibarı gibi konular sayesinde giderilebilir.
Yeşil lojistiğin uygulanmasında görülebilen diğer bir engel sürdürülebilir malzemelerin toplu ve sistematik tedarikidir. Doğada çözünebilir plastikler gibi bazı ambalaj malzemelerine her koşulda ulaşmak mümkün olmayabilir. Diğer bir yeşil lojistik uygulama engeli de iş birliği konusudur. Tedarik zincirini oluşturan farklı paydaşlardan bir ya da birkaçı yeşil lojistik uygulamalarını içselleştirme konusunda yeterince istekli olmayabilir. Bu paydaşlar arasında tedarikçiler, lojistik sağlayıcılar ya da müşteriler bulunabilir. Bu noktada şirketler ortaklıklar kurarak ve paydaşların tümünü ikna ederek iş birliği sorununu çözüme kavuşturabilir.
QuickCarbon ile Karbon Ayak İzine Hükmedin
QuickCarbon karbon emisyonu yönetimini kolay ve kullanışlı kılan bir çözüm sunar. Şirketlerin kurumsal karbon ayak izlerini yasal standart ve protokoller kapsamında verileştiren ve rapora döken QuickCarbon bu konuda yeni stratejiler oluşturmaya da olanak tanır. Kullanıcı dostu yazılımıyla web tabanlı erişim, güvenli veri depolama, anında raporlama ve kolay veri girişi gibi avantajlar sunar. Siz de şirketinizin karbon ayak izi yönetimini zahmetsiz ve etkili bir kullanım sağlayan QuickCarbon yazılımıyla gerçekleştirebilirsiniz.